Bu Blogda Ara

2 Eylül 2019 Pazartesi

Şirin ada Avşa







Avşa adası, Marmara Denizi’nin güneyinde bir ada. İstanbul’a yakınlığıyla da son dönemlerde fazlasıyla popüler olan şirin adaya Bostancı veya Yenikapı’dan İdo feribotlarıyla 3 saatlik bir yolculuk sonrası ulaşım mümkün.  Feribot, önce Marmara Adası’na sonra Avşa’ya uğruyor. Bölgeye arabalı vapur ile de gidilebiliyor, ada genelinde çok yoğun bir trafik yok.
Adanın yüz yıllar içerisinde değişerek gelen bir çok ismi vardır. Kyzikolus Pioneses Propontis adaları anlatırken adaya “Pangia” adının verildiğinden bahseder.
Marmara adalarında tarihi incelemeler yapan Gedeon’a göre de patrikhane tarafından verilen 1892 tarihli bildiride de adanın ismi Aousia şeklinde yazılmıştır. Rumlar adayı terketmeden önce ise Afissia ismini kullanmışlardır. Adanın ismi sonraki zamanlarda Araplar adası olarak ta anılmıştır. Yakın zamanda resmi ismi Türkeli olmuş, sonraları ve günümüzde Türkçeleştirilmiş şekli olan Avşa kullanılmaya başlanmıştır.
Toprak durumu yüzünden hiçbir zaman zengin olamamış bağımsız bir iradeye kavuşamamış olan Avşa, çevresinde hakim olan kuvvetin ardından Hristiyan din adamları için sürgün yeri olarak kullanılmıştır.
Bölgede çok fazla zeytin ağacı bulunduğundan  zeytinleri ve yağları oldukça meşhur.  Bir de şarapları meşhur. Şehir meydanında bunu sembolize eden bir üzüm anıtı var.

Şehir merkezinde çok sayıda otel-motel ve pansiyon var. Merkezde , sahile paralel, sadece yayalara özel olan yol aynı zamanda Barlar Sokağı olarak ta anılıyor, akşamları oldukça hareketli. Yol boyunca cafe-restoran ve hediyelik eşya satan dükkanlar var.
Deniz çok güzel ama plajlar, sahile paralel bulunan otellerin plajları. Halk plajları paralı olarak hizmet veriyor. Bu sebeple çok kalabalık değil. Sahilin bitiminde dağlık, bu sebeple de çok fazla rüzgar alan bir bölge var. 78 deniyor bu bölgeye, neden bu ismin verildiğini öğrenemedim .  Bu kısımdaki plaj, merkezdekine göre daha serin, temiz ve duru bir suyu var.

Adanın diğer tarafındaki bölge ise Yiğitler Köyü. Şehir merkezine tamamen uzak, ters istikamette, özel araçla veya üzüm anıtının hemen arkasından kalkan minibüslerle ulaşım mümkün. Burada da birkaç motel-pansiyon var ve hepsinin özel plajı var ama çok fazla görülecek bir yer yok. Yakın koylara ulaşım için de yine araç veya toplu taşıma gerekli.

Cennet olarak anılan bir başka koy da Çınar koyu. Görmeden edemedik tabi. Yiğitler Köyüne tam ters istikamette ve yine toplu taşıma ile gidiliyor. Yalnız burası da dağlık ve çok fazla rüzgar alıyor. İnanılmaz bir manzarası var.

Ve yemek.. Adada yenecek yegane yemek tabi ki balık. Meşhur balıkçı Erol’un Yerinde aldık akşam yemeğimizi. Bu arada süper bir manzarası var, benden söylemesi…

Sahile paralel Ömer Deniz Motel’in cafesinin de çiböreği meşhur. 


 .
Ve vazgeçilmezimiz kebap… İbo’nun yeri . Adadaki tek kebapçı diyebilirim. Lahmacununu çok sevdim. Değişik bir lezzeti var.