Bu Blogda Ara

9 Ekim 2022 Pazar

Antalya

Tatil deyince ilk aklıma gelen yerdir Antalya. .. Yıllardır giderim ama Kemer, Kaş, Side derken merkezi gezme fırsatım olmamıştı. Bu defa tatille karışık kültür gezisi tadında bir şey olsun istedim, iyi de oldu.
Muratpaşa ve Konyaaltı iki büyük ilçesi Antalya’nın . Havalimanından 600 numaralı otobüs gidiyor Konyaaltına ama dışarı çıktığınız anda Havaş personeli devreye girerek yolcu avcılığına başlıyor. Otobüs te saatte bir olunca başka seçenek yok gibi görünüyor ama havalimanından Muratpaşa merkeze tramway var. Havaş son durak ise 5M Migros. Havalimanından Antalyakart çıkarmanız gerekli öncelikle. 7,5 TL ücreti var ve para üstü yok. Diğer büyükşehirlere nazaran bir miktar ulaşım sıkıntısı var. Raylı sistem ağı biraz daha genişleyebilir bana göre. Aktarma olayı belediye otobüsleriyle sağlanıyor. Şehir merkezi Muratpaşa denilen yer. Bizdeki İstiklal caddesini aratmayacak bir hareketliliği var. Tramway durağı hemen bu caddenin girişinde, Kapalıyol denilen araç trafiğine kapalı alandan da Kaleiçine gidiliyor. Şehirdeki en meşhur AVM MarkAntalya da Muratpaşada. Ne yalan söyleyeyim, bizim Cevahir AVM’yi aratmayacak derecede ünlü, mimarisi de neredeyse aynı. Kaleiçi denilen bölge de turistik anlamda olabildiğince canlı ve nostaljik bir bölge.
Girişinde bir saat kulesi ve hemen karşısında yivli minare .
Kestirme sokaklardan aşağıya doğru inerken hediyelik eşya dükkanları var, ara sokaklarında butik oteller de mevcut.
Sahil, Kaleiçinden rampa aşağıya indiğinizde karşınıza çıkıyor. Gezim esnasında magnet almak için bir dükkanın önünde durdum. Gülbakan Hediyelik isimli dükkanın sahibi Halil Bey çok nazik ve misafirperver bir insan. Çok değişik baharatlar var dükkanda, yeşil olandan çay yapıp ikram etti .İsmi Sultan çayıymış , mentollü şeker gibi bir kokusu ve tadı var, boğaz hastalıklarına iyi geliyormuş. 2. Uğrayışımda da pembe aromalı olandan(nar) çay yaptı, onun da tadı aynı şerbet gibiydi. Kendisine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Akşam için yemek alternatifi de yine Halil beyin önerisiyle gittiğim Yelken restoran. Balık menü olarak sipariş edebiliyorsunuz, fiyatlar da gayet uygun.
Yelken restorana çok yakın bir konumda oyuncak müzesi, giriş ücretsiz, çok eğlenceli, çocukluğuma döndürdü beni…
Şehirde bir de asansör var ama İzmir’deki kadar şaşalı değil, önemli günlerde etkinliklerin yapıldığı Cumhuriyet Meydanına çıkarıyor, manzara da çok güzel…
Kaleiçinde bulunan birkaç enteresan müze daha var, bunlardan birisi Deniz Biyolojisi Müzesi, giriş ücretsiz, içeride farklı balık türleri var.
Diğeri de Suna İnan Kıraç Müzesi, 5 TL buranın giriş ücreti, iki farklı bölüm var.1. Bölümde eski zamanlara ait bir takım temsiller hazırlanmış mankenler ile, özellikle Antalya evindeki kına gecesi temsili çok hoşuma gitti.2. Bölüm ise bazı meslek gruplarına ait eski zamanlarda kullanılan kostümlerle hazırlanmış, enteresan, mutlaka görülmeli dediğim bir müze.
Antalya Etnografya müzesi de Kaleiçinde bulunuyor, giriş ücretsiz.
Sahilde marinanın olduğu kısım son derece hareketli, restorasyonda olduğunu düşündüğüm kalenin bulunduğu Hıdırlık tepesi de konumu ve manzarası sebebiyle fotoğraflık kareler arasında.
Antalya Büyükşehir Belediyesine ait ulaşım hattı var, 3’e bastığınızda müşteri temsilcisi çıkıyor telefona, nereye hangi otobüs gider, ulaşım nasıl vb. tüm sorulara cevap veriyor, çok başarılı. Antalya için araştırma yaparken çok sık denk geldiğim , fotoğraflarına baktığımda yurtdışında sandığım yerlerden biri kum heykeller müzesi. Kundu bölgesinde, otellerin biraz yukarısında bulunuyor. Giriş ücreti Türklere 28 TL, turist fiyatlandırması farklı. Bazı yapılar ve karakterler tamamen kumdan yapılmış , arka fonda çok güzel bir müzik çalıyor. Yolunuz düşerse mutlaka ziyaret etmenizi öneririm. Lara perona giden tüm otobüslerle ulaşım sağlanabilir ama benden tavsiye şöförlerin ben oraya gitmem demesine aldırış etmeyin çünkü çoğu kapıya kadar götürecekmiş gibi hesaplıyor. Perondan aşağıya 10 dakika bir yürüme mesafesinde, yerler tamamen kum olduğundan spor ayakkabı giymenizi tavsiye ederim.
Tüm Antalya’yı kuş bakışı görebileceğiniz Tünektepe teleferiği , Sarısu denilen bölgede bulunuyor. Sarısu perondan ulaşım sağlanabilir. Gişe saat 10.00’da açılıyor, 30 TL de giriş ücreti var.
Gelmişken görmeden gitmeyeyim dediğim yerlerden biri de Antalya Müzesi, tramway Müze durağında bulunuyor. Burası da çok büyük, içeride heykel ve lahitler var, tabi ki müzekart geçerli hatta girişte çantanızı ve mont vs. tarzı giysileri bırakabileceğiniz şifreli kasalar mevcut.
Müzenin önündeki tramway durağı yanından geçen nostaljik tramway da Kaleiçine gidiyor. Kaleiçinden yürüme mesafesinde bulunan Hadrian Kapısı(Üç kapılar da deniyor) İznikteki Lefke kapıya çok benzettim, mimari olarak .
Kapı sağınızda olacak şekilde Işıklar Caddesinde dümdüz yürüyüp karşıya geçince sağ kolda kalıyor, bir çok şehirde olduğu gibi burada da Atatürk evi ve müzesi. Atatürk’ün Antalya’ya geldiğinde kaldığı ev ve ona ait eşyalar sergileniyor.
Giriş ücretsiz, çok yakınında da Karaalioğlu Parkı var. Tramvay ile ulaşabileceğiniz Dokuma'da sıra.. Burası da Dokuma Park ile meşhur. Sadece bir park değil, aynı zamanda içerisinde bizdeki Miniatürkün karşılığı açıkhava müzesi var, öncelikle ordan başladım gezmeye.
Dokuma parkta ikinci durak Bir Zamanlar Antalya Müzesi. Gittiğim her şehirde illa ki bir kent müzesi oluyor, görmeden çıkmıyorum zira bu da 2 katlı bir bina, Antalya'nın geçmişine ait belge ve fotoğraflar da var ama gerçekten görülmeye değer, üstelik giriş te ücretsiz.
Kaleiçinde gördüğüm Oyuncak müzesinin bir eşi de Dokumaparkta. Kapıda Karagöz ve Hacivat karşılıyor bizi. Hemen yanındaki ağaçta da bindiği dalı kesmeye çalışan Nasrettin Hoca..
Ormanyada karşımıza çıkan evlerden burda da var ama kütüphane amaçlı kullanılıyor, çok güzel düşünülmüş.
Hemen yanında botanik bahçesi, güzel fotolar çekebilmeniz için ama beni en çok etkileyen Şehitler Müzesi oldu. Hatırlarsanız Bartın yazımda da bahsetmiştim, çok etkilemişti orası beni buraya da girmeden edemedim,
Dokumaparkta son durak ise bir süre önce açılan Araba müzesi. Bununda benzerini Bursa'da görmüştüm hatırlarsanız. Buradaki de çok farklı bir konsept, Anyalya'nın geçmişinden günümüze ulaşan koleksiyon olarak ifade edilebilir.
Biraz da tarih diyerek Perge Antik kentine uzanalım... Expo yönüne giden tramvaya binip Aksu'da indikten sonra yürüme mesafesinde çok güzel bir kent. Tamamını gezdikten sonra çıkış yapıp, sol tarafta antik tiyatro var. Müzekartınız yoksa burası için ayrıca bilet almanız gerekli.
Antalya'nın köfte ve piyazı da meşhurmuş. Yemedim ama Aksu'da bolca köfteci var. Aksu, bildiğiniz üzere Havalimanı bölgesi.
Ve şelaleler.. Kepez Belediye binasının önündeki duraktan geçen 80 numaralı otobüs, hem Kurşunlu hem de Düden Şelalesine gidiyor, Kurşunlu Şelalesi biraz daha uzak ama bu doğa harikaları için değer… Kurşunlu şelalesi giriş ücreti 12 TL, Düden Şelalesi giriş ücreti 5 TL .