Bu Blogda Ara

8 Nisan 2023 Cumartesi

Mevlana şehri Konya

Türkiye'nin yüz ölçümü en büyük şehri Konya.. Mevlana şehri, , iki günde nekadar gezebiliriz diye de düşünmeden edemedik ama çok ta güzel geziliyormuş. Hafta sonu gezimiz başlasın öyleyse....
Konya'da el kart kullanılıyor ancak bir güzel tarafı var ki temassız kredi ve banka kartınız var ise onu da kullanabilirsiniz.
Havaalanından otogara toplu ulaşım yok, bilginize. Havaş ile gitmeniz gerekli, 50 TL ücreti var. otogardan çıkınca da sağ taraftaki otobüs durağından 57 numaraya bindik.4,5 TL ücreti var ve son durak Kelebek çiftliği. İlk olarak buradan başlıyoruz gezimize....
Türkiye'nin en büyük kelebek çiftliği aynı zamanda. 60 TL giriş ücreti var. İçerisi aynı botanik bahçesi gibi kelebekler uçuşuyor ama 2. kez gitmem.
Sonraki durağımız Sille Köyü. Burası da Selçuklu belediyesine bağlı ancak kelebek çiftliğine çok uzak ve direk ulaşım yok. Tekrar otogara gelip, oradan 64 numaraya binmemiz gerektiğini öğrenince zaman kaybetmemek adına bir taksi ile anlaştık.
Sille' de çok şirin ve samimi bir köy. Burada ilk durağımız Sille barajı yaya olarak ulaşmanız imkansız, 20-30 dakikada bir geçen 64 numaralı belediye otobüsü var. Kapısına kadar götürüyor. Burası aynı zamanda mesire alanı, tavsiye ederim.
Baraj ziyareti sonrası aynı otobüsle köy merkezine geldik. Burada da önceliğimiz Sille müzesi. Giriş ücretsiz. Köyün tarihine yönelik bilgiler ve o döneme yönelik giyis vb. Materyaller var.
Bundan sonraki her yer yürüme mesafesinde. Şeytan köprüsü, köy evlerinin arasından yay olarak ulaştığımız çok güzel bir yer.
Eski bir hamam, ancak ziyarete kapalı, karşısındaki mağaralara da giriş yok
Aya Elenia kilisesi, giriş ücretsiz.
Çarşıda da kafe ve restoranlar var.
İlk günümüzün son durağı Kyoto Japon parkı oldu. Alaaddin bulvarından tramwayla ulaşım mümkün. Giriş ücretsiz, 2010 yılında yapılmış, son derece huzur verici.
Ve Konya'nın simgesi Mevlana. Cumartesi akşamları Mevlana Kültür Merkezinde sema gösterisi oluyormuş.Gelmişken kaçırmayalım dedik, 50 TL giriş ücreti ödeyip girdik. Tam olarak 1 saat sürüyor, büyüleyici bir gösteri.
2.günümüzde ise rotamız Meram.. Alaaddinden 5 dakikada bir minibüs var. 6 TL ücreti. Meram bağlarına gitmek için şöföre bilgi vermeniz gerekli çünkü merkeze çok uzak. Çok güzel bir yer ancak dere kurumuş, barajdan gelen sularla besleniyormuş. Etrafında da kafe ve restoranlar var.
Hemen yukarısında da orman içerisinde Tavusbaba türbesi. En tepeye çıktığınızda da belediyeye ait tesisler var. Meram merkezde lüks villalar ancak gezilecek bir yer yok.
Oradan tekrar minibüse binerek Alaaddine geldik. Bundan sonraki zamanımızı uçak saatine kadar merkezde kullandık. Önceliğimiz Atatürk müzesi. Atatürk'ün Konya'ya geldiğinde kaldığı ev ziyarete açılmış, her evde olduğu gibi burada da şahsi eşyaları var.
Etnoğrafya müzesi, giriş ücretsiz.2 katlı.
Hemen arka sokakta sahibi ata ve arkeoloji müzesi. Buralara da giriş ücretsiz . Sahibi ata müzesi daha çok kur'an ağırlıklı.
Bu 3 müzeyi de bitirdikten sonra sıra geldi Mevlana'ya. Mevlana müzesi ve türbesi aynı yerde. Aşırı bir kalabalık vardı. Dünyanın her yerinden vatandaşlar gelmiş. Müze, Mevlana yazmaları ve kur'anlarla dolu.
Mevlananın hemen karşısında Konya Panorama müzesi. Giriş 10 TL ama girmedik. Hemen yanında da İstiklal Harbi şehitleri Müzesi. Buraya da giriş ücretsiz.
Sonraki durağımız Bedesten ve Kadınlar Pazarı oldu. Kadınlar pazarı dediğimiz yer kapalıçarşı havasında ağırlıklı olarak, peynir, süt ve et ürünleri satılıyor. Bedesten de ise dükkanlar, bu arada gevrek meşhur. Çoğu yerde görmeniz mümkün.
Meşhur Alaattin tepesi, aynı zamanda çok güzel bir park Alaaddin Keykubat türbesi de burada yer alıyor. Alaaddin tramway durağının 300-400 m uzağında Karatay medresesi, çini müzesine dönüştürülmüş. Burası ücretli, 40 TL ama müzekart geçerli.
Yemek konusunda önerim tabi ki etli ekmek ama bolca ciğerci de görmeniz mümkün. Ciğeri Alaaaddin parkının karşındaki Özel Ciğercide yedik. Bamya çorbası çok meşhur yemeklerden ancak bamya hiç sevmem, bu sebeple yemedim. Bir de tamamen Konya'ya özgü genellikle kahvaltıda yenen, adını ilk kez duyduğum yağ somunu. Görünütüsü pide, içi de peynir- sucuk, peynir-kavurma ve peynir- pastırma olarak hazırlanıyormuş. Biz kavurmalı peynirli aldık. Tercihimiz merkezde Hakan Şendağlı oldu. Aynı anda hem yağ somonu hem de etli ekmek aldık azar azar yiyebilmek için.
Şehirdeki son durağımız Bosna Hersek Mahallesi. Selçuk üniversitesi yönüne giden tramwaya bindiğinizde Bosna Durağı. Burası Konya'nın profiline göre oldukça kaliteli. Konya'da bile görmediğiniz Sturbucks, Migros, Köfteci yusuf gibi bir çok marka burda. Ağırlıklı olarak gençlerin bulunduğu bir bölge.