Bu Blogda Ara

29 Eylül 2023 Cuma

Bangkok

Uzak doğunun incisi Tayland'ın başkenti Bangkoktayız bu sefer... Değişik kültürü ve farklı yaşam tarzıyla uzun süreden beri merak uyandıran bu lokasyon için aylar önceden başladı hazırlığımız..
THY direk uçuş ile 9,5 saat tam tamına..İndikten sonra polis , gümrükte standart sorular sordu. 1 ay geçerli vize verdi, onun dışında başka bir belge istenmiyor.
Öncelikle havalimanında bir miktar para bozmanız gerekli ama çok fazla bozdurmayın, çünkü şehir merkezindeki kurlar çok daha uygun. Taylandda direksiyonlar sağda, Türkiyeden 4 saat ileride, priz kullanımıyla ilgili değişiklik yok. Para birimleri Baht.
Otelimiz merkezde, bu sebeple aşağı inip, 7 numaralı kapıdan çıkınca S1 numaralı otobüsle Demokrasi Meydanı denilen alanda iniyoruz.
Sözünü ettiğim Demokrasi Meydanı denilen yer, Bangkok'un merkezi. Sadece yaya trafiğine açık olan Khao San Road da özellikle akşamları en hareketli cadde..
Chao Praya nehri, şehri ikiye bölüyor.
Tayland ile ilgili, ülkenin çok değişik bir kültüre sahip olduğunu belirtmiştim.inanılmaz rahat insanlar, hiç bir kadın, evde yemek pişirmezmiş, evlerde mutfak kültürü yok yani bu sebeple sokak yemekleri meşhur olmuş. Khao San Road da akşamları fazlasıyla görmeniz mümkün, genellikle şişe takılmış şekilde satılıyor. Böcek, yılan, timsah eti başı çekiyor ama ben değil onlar, tavuk döner, sigara böreğine benzeyen ama içinde ne olduğunu bilmediğim böreği bile yemeye cesaret edemedim.
Tesadüfen karşımıza çıkan pancake tezgahından muzlu olanı tercih ettik. Değişik bir lezzet ama yemek gibi olmadı tabi, yanımda ne olur ne olmaz diye getirdiğim Türk işi bisküviler hayatımı kurtardı.
Khao San Road, aynı zamanda Bangkok'un eğlence merkezi. Alkollü mekan da çok fazla, restoranların önünde göreceğiniz kızlar ve erkekler, tabiri caizse lady boy ve lady girl olarak çalışıyorlar.
Bu arada Tayland'da ne meşhur, tabi ki masaj. Özellikle Khao San Road'da her binanın altında masaj salonu var, hepsi de sözleşmiş gibi aynı fiyat. Dışardan şöyle bir bakıp, gözünüze kestirdiğiniz birine girin, çünkü masör kadınların daveti karşısında dayanamayacaksınız, hem oraya kadar gidip te masaj yaptırmadan gelmek olur mu Tek olarak sadece ayak, onun dışında sırt,, tüm vücut, aromalı, aloe veralı gibi değişik türleri var. Kaldığım süre içinde en az beş kez yaptırdım, çok iyi geldi.
Tayland, çok farklı dinlere de ev sahipliği yapıyor. Bangkokta müslüman nüfus çok fazla. Uzak doğu kültürünü fazlasıyla hissettiren Bangkok, aynı zamanda tapınaklar şehri. “ Wat” tapınak demek, çok fazla var hepsini gezmek mümkün değil ama ben en önemlilerinden bahsedeceğim.
İlki Wat Suthatthepwaraman. Giriş 100 Baht. Tapınak genelinde şort ve askılı giymek yasak, ancak kısa kollu, sandalet ve terlik konusunda bir sınırlama yok, girişte ayakkabıları çıkarmanız gerektiğinden terlikle gitmeniz mantıklı.
Sonraki durağımız Bangkok'un simgesi haline gelen Buddha heykellerinin bulunduğu tapınaklar bölgesi. Grand Palace'da bu bölgede. 500 baht giriş ücreti ama bu ücretle alandaki tüm tapınaklara giriliyor. Grand Place ziyarete kapalı, sadece dışarıdan çekim yapılıyor.
Özellikli başka bir tapınak ta Wat Pho (Yatan Buddha) buraya yakın. 200 baht giriş ücreti var.
Alışveriş için China Town oldu tercihimiz. Wat Traimit( Altın Buddha) çok yakın, giriş ücretsiz.
Çince tabelaların bulunduğu bu cadde, tam anlamıyla uzakdoğuda olduğumuzu hissettiriyor. Bangkok ta gördüğümüz masaj salonları burda da var.
Kapalı çarşı modunda bir çarşı var, çoğun dükkanda ne satıldığını bile anlayamadık.
Ulaşım konusunda taksiler her zaman mevcut, grab ve bold uygulaması var, taksiden çok daha uyguna ayarlayabilirsiniz. Ayrıca maximum 2 kişi olarak motosiklet taksi de kullanabilirsiniz, inanılmaz zevkli özellikle yakın mesafeler için.
Bunun dışında tuk tuk denilen, cenaze arabasına benzeyen iki tarafı açık taksiler de mevcut ancak binerken pazarlık yapmayı ihmal etmeyin. Bilmediklerinden mi, fazla para almak istemelerinden mi bilinmez ama yol tarif ettğinizde alakasız yerlere girip, yolu uzatabiliyorlar. Neyseki anlaştığımız fiyata kapattık konuyu. Ancak trafik kurallarını hiçe sayıyorlar, kırmızı ışıkta geçme, hatalı geçişler yapma gibi bir çok kural ihlali mevcut, arkadaşımın dediğine göre geçmiş zamanda çok ölenler olmuş kazalarda..
Ve muson yağmuru. Günlük güneşlik bir hava varken bir anda yağmur iniyor, anında sırılsıklam olma ihtimaliniz var. Yağmur anında bir anda ortaya çıkan şemsiye ve yağmurluk satıcılarına karşı, önlem almanızda fayda var.
Bangkok merkezinde yapılacaklar sınırlı, ancak çok büyük bir şehir biraz uzaklaşıp bakayım derseniz de günübirlik tur şirketleri bu derde deva. Çünkü bu lokasyonlara toplu taşıma ile ulaşmak hem masraflı hem de zahmetli. İlk durağımız Train Market. Tren yolunun iki tarafına kurulmuş hediyelik eşya ve sebze meyve tezgahları .
Orada tren saatleri yazılı, o saatlerde rayların üstü boşaltılıyor, tren geçiyor ve sonra pazar tekrar kuruluyor. Ancak bu olayın tamamen sembolik olduğunu öğrendim.
Bu esnada orada bir teyzeden muz aldık. Görüntü muz, ancak ben bu yaşıma kadar böyle bir lezzet görmedim. Yıllardır Türkiyede yediğimiz muz değilmiş meğer.. Hindistan cevizi ise yıllardır bildiğimiz kahve rengi kalın kabuklu görselden farklı yemyeşil çıktı karşımıza
Tezgahta çok değişik meyveler var,ismini hatırlamıyorum ama kırmızı dikenli olan, tadı aynı mürdüm eriği gibiydi, yedikten sonra inanılmaz uyku bastırdı. Sebebini anlayamamıştım ama o meyvenin meşhur ilaç Passiflora yapımında kullanılan meyve olduğunu öğrendiğimde iş değişti tabi.
Tren macaresı sonrası durağımız Uzakdoğuda bir çok yerde karşımıza çıkacak olan Floating Market- Yani yüzen çarşı. Eskiden burda sandallarla alışveriş yapılırmış ama şu an tek tük sandal var bir de yolun iki tarafında dükkanlar.
Bangkokta merkezi yerlerdede de tapınaklar var. Diğer bir tapınak ta Wat Sockat. Buraya giriş te 100 baht. Ancak açık söyleyeyim, bu diğer tapınaklara göre çok daha güzel. En üst katından Bagkok, panoramik olarak izleniyor. Bu kısım aynı zamanda ayin yapılan alan.
Merkezdeki başka bir tapınak ta Wat Ratherdanem, giriş ücretsiz.