Bu Blogda Ara

20 Nisan 2024 Cumartesi

Yeşil ülke Moldova

Moldova, kıyıda köşede kalmış, Ukraynaya komşu, küçük bir ülke. Kimin aklına gelir de gider dersiniz ama ben deniz her zamanki gibi kıyıda köşede kalmış yerleri çıkarıp sunarım ortaya. Ancak, ülkeye giriş konusunda yaşadığımız sıkıntıyı yazmadan geçemeyeceğim.
Şöyle ki Kişinev havalimanına indik. Gümrük polisleri çok sıkı, yeşil pasaportlu arkadaşıma bile bir karış suratla bir ton soru sordu. Otel rezervasyonu, dönüş bileti ve rotanızı gösteren bir harita mutlaka olsun. Diğer kız arkadaşı da pasaportu boş olduğu için ayırdılar. Başka bir odada bir ton soru sormuşlar, banka hesaplarını görmek istemişler. Biz polisleri güç bela ikna edip, son dakika çıkardık ama risk almaya değer diyorsanız bir şey diyemem.
Moldova zaten küçük bir ülke. Başkent Kshinev, para birimi leyi. Bu sebeple çok ucuz bir ülke, diğer Avrupa şehirlerine hiç benzemiyor. Oradaki gibi devasa binalar, gökdelenler yok, kendi halinde gayet mütevazi bir şehir. Dört yanı yemyeşil, parklar, ormanlar....
Yaşadığımız bu can sıkıcı olay sonrası toparlanıp başladık gezimize. Öyle küçük bir şehir ki, 2 gün fazlasıyla yetti. Havalimanı transferi haricinde taksi kullanmadık, yürüyerek gezebilirsiniz.
İlk olarak, Metropolitan Katedraliyle başlıyoruz. Nativity Katedral olarak ta geçer, İsa'nın Doğumu Katedrali olarak ta.
Hemen yan tarafında da Triumpin Arch (zafer takı) , Osmanlı'nın Rus savaşı sonrası kazanması üzerine yapılmış.
Yapının hemen arkasında da hükümet konağı var.
Bulunduğu alan devasa bir park. Bir başka park ta Stefan Del Mare anıtının bulunduğu park Burası zoom katedral park diye de anılıyor. Farklı kişilerin büstleri de var.
Çok fazla sayıda müze de mevcut. İlk olarak National Art Museumdan başlıyoruz. 31 Ağustos 1999 isimli caddede yer alıyor, değişik eserler var. Ancak şunu belirtmeliyim ki, sadece giriş ücreti olarak 10 leyi istiyorlar. Fotoğraf çekimi için ayrıca 5 leyi vermeniz gerekiyor. Nöbetçi personel, sürekli takip ediyor. Olur da bizim gibi 3 kişiyseniz, ücreti paylaşıp, fotoğrafı sadece bir kişinin çekmesi şartıyla yapabilirsiniz.
Bu caddeye paralel Alexander Puşkin caddesi. Alışveriş bu caddede.
Sırada Moldova Tarihi müzesi var, içeri girmedik ama bahçesinde eski bir araba ve Rus helikopteri var.
Muzeul National de Etnografie . Burayı görmenizi kesinlikle tavsiye ederim.
Alexander Puşkin müzesi de yaya mesafede bulunan müzelerden. Burada da bizzat Puşkine ait el yazılı dökümanlar ve kişisel eşyalar var. şehirde beni en çok etkileyen park, Valea Morilor parkı oldu. Bu parkta aynı zamanda göl de bulunuyor.
Akşamları sessizliğe bürünüyor şehir. Zafer takının bulunduğu parkın köşesinde Bonjour Cafe, özellikle akşam saatlerinde hareketlenen bir kafe. Onun tam karşısında ise yaya yolu olan caddede sokak çalgıcıları canlı müzik yapıyor.
Kshinev dediğim gibi küçücük bir şehir.2 günde gezdik, bitirdik.
3.gün de rotamız Gagavuzya oldu. 75 leyi karşılığı minibüs gidiyor, 1,5 saatte. Gagavuzya, Moldova sınırları içerisinde ama özerk bir bölge.Başkenti de Comrat. Burada yaşayanlar Gagavuz Türkü adıyla anılıyor.Türkçe biliyorlar, bizim kadar olmasa da rahatlıkla anlaşabileceğiniz yardımsever insanlar.
İlk önce pazar bulup, küçük bir alışveriş yaptık.Sonra da bakındık neler var diye, çok yakında bir kilise, parklarda çiçekler açmış, harika bir kasaba
Kilise sonrası, küçük bir araştırma sonrası öğrendiğim Türk Kütüphanesine doğru ilerledik.Görevli Vasilisa hanım, Moldova ve gagavuzya tarihiyle ilgili çok güzel bilgiler verdi.Akabinde izin alıp, bahçedeki Atatürk büstünün önünde fotoğraf çektik.
Sonraki durağımız da Comrat müzesi oldu.Burda da Comrat tarihi anlatılıyor.
Gezimizi bitirdikten sonra tekrarn Kşineve döndük. Son olarak bir de yemek konusuna değineyim, Placinta adı verilen börekler orada çok meşhur, özellikle patatesli olanı denemenizi tavsiye ederim.