Bu Blogda Ara

11 Mayıs 2024 Cumartesi

Fantastik şehir Budapeşte

Orta Avrupa'nın gözde şehirlerinden Budapeşte'deyiz. Macaristan'ın başkenti aynı zamanda en büyük şehri, kendine has bir büyüsü var.
Uçuş, Pegasus havayolarıyla 1 saat 40 dakika. Liszt Ferenc Havalimanına indik.Buradan 200E otobüsüne binip, M1 metro hattına aktarma yapılıyor. Bu hatta Deac Ferenc istasyonu aktarma merkezi, M2 ve M3 metro hattına ulaşım da bu istasyonda.
Macar forinti, para birimleri. Ulaşım için Budapestcard almanızı tavsiye ederim. 24,48 ve 72 saatlik olmak üzere 3 farklı renkte satılıyor. Biz, hem kalış süremizi düşünüp, hem de en ekonomik olmasından kaynaklı 48 saatlik aldık.
Buda ve Peşte olmak üzere iki farklı şehir, aralarından Tuna nehri geçiyor. Buda tarafı daha tarihi, Peşte tarafı daha modern, hareketli olan kısım.Günlük yaşama biraz daha ayak uydurmuş.
Budapeştede raylı sistem çok yaygın. Bahsettiğim gibi 3 farklı metro hattı ayrıca çok fazla sayıda tramvay hattı var. Ancak halkın toplu taşımalara binerken kart okutmaması sizi yanıltmasın. Kartı aldıktan sonra onaylatmanız gerekli, bunun metro duraklarında bulunan sarı mekinelerden yapılacağı söylendi ancak görevliler ondan önce atlıyor ve onaylıyor kartı, aman ha sakın atlamayın. Çünkü aniden bir görevli çıkıp, kartınızı görmek isteyebilir.
Şehir, köprüleriyle meşhur. İki yakayı bağlayan köprülerin hepsi ayrı güzel ancak en çok sevdiğim ve tüm ihtişamıyla parlayan Chain Bridge(Zincir köprü) , Araç trafiğinin yanında yayalara özel yol da var.
İlk olarak Buda tarafından başlıyor gezimiz. Tepede tüm ihtişamıyla parlayan yapı Buda Kalesi.
Buraya çıkış için 1 dakikalık bir finiküler var ancak ücreti 4000 forint.
Yine Buda tarafında, hemen köprü çıkışında bulunan tuktuk tarzı arabalar 6000 forint karşılığı size Buda tarafında gezdiriyor ki bu daha mantıklı geldi ve bilet aldık. Gezinin mantığı da şu, ilk duraktan bindiniz, 2. durağa geldiğinizde arzu ederseniz inip, fotoğraf çekip, sonraki tuktukla 3. duraktan devam edebilirsiniz. Toplamda 4 durak var ama dediğim gibi, istediğiniz durakta istediğiniz kadar kalabilirsiniz.
Buda tarafında ilk durağımız , Mattihas kilisesi. Budapeşte'nin en ünlü katolik kilisesi. Freskler ve Vitray pencereler , dönemin en iyi sanatçıları tarafından yapılmış. Içeri giriş için ayrıca bilet almanız gerekli.
Sonrasında kilisenin tam karşısında boydan boya uzanan Balıkçı Tabyası, (orjinal ismi Fisherman Bastion). Bu yapının neden böyle bir ismi olduğunu merak etmedim değil ancak hikayesini öğrenince iş değişti.
1895 yılında Ortaçağ döneminde balıkçı loncası tarafından korunmasından kaynaklı bu ismi almış.Buda'nın en gözde yapılarından biri. Alt kısımları ücretsiz ancak üst kısım için yine bilet almanız gerekli.
Buda Tower, biraz fazla bakımsız geldi. 37 m uzunluğunda ve 600 yıllık bir yapı.
Peşte tarafından bakıldığında tüm ihtişamıyla göz dolduran Buda kalesinde sıra. Çok geniş bir alana yayılmış, ülkenin ulusal sembollerinden biri. Hungarian National Galery, Budapest History Museum ve National Library de kale alanı içinde.
Fotoğrafını çekmek için hayalini kurduğumuz Atatürk büstünün tadilatta olduğunu öğrenince büyük bir hüzün yaşadık.
Gellert tepesi de Peşte tarafından bakıldığında sol taraftan görünen tepe. Ağaçların arasında görünen heykel, Gellert'e ait.
Bu arada Gellerte bağlanan köprü, Erzsebet/Elizabeth köprüsü.
Ve Citadella. Yakından görmek nasip olmadı ama Amerikadaki Özgürlük anıtının özentisi gibi.
Yine Buda tarafında Gül Baba türbesi. Ancak buraya gidebilmeniz için tramvay gerekli. Farklı tramway hatları var. Özellikle 2, 2B ve 23 numaralı hatlar çok meşhur. 2 numaralı tramway ile Bir başka köprü olan Margaret köprüsü girişinde inip, buradan geçen farklı bir tramway ile ulaşım mümkün. 5 dakika kadar yolculuk yapıp, indikten sonra da hafif bir rampayla ulaşmanız mümkün.
Gül baba, Osmanlı şeyhi. Türbe, Kanuni yapımı ve sekizgen mimariye sahip.Türbenin alt kısmı da çok güzel bir park.
Peşte tarafında, şehir merkezini en sona bırakalım diyerek Kahramanlar meydanına doğru yola çıktık. Yaklaşık 3 km uzaklıkta. Deak Ferenc metro durağından M1 hattıyla Hösok istasyonunda indiğinizde hemen karşınıza çıkıyor.
Büyük liderlerin heykellerinin de bulunduğu alanın arkası City Park.
Devasa parkta da muhteşem Vajdahunyad Kalesi.
Burdan sonra da tekrar aynı metro hattıyla Deac Ference gelip, M2 hattına aktarma yapıyoruz.1 durak sonra ( Astoria durağı) indikten sonra yaklaşık 2 km ileride meşhur New York cafe.
Methini çok duymuştum, rezervayon gerekli dediklerinde inanmamıştım ancak karşı kaldırımdan kafe önündeki kuyruğu görünce hak verdim . Pes etmeyip sıraya girince de çok değil, en çok 7-8 dakika sonra sıra geldi.
İçeri girdiğinizde rezervasyonlu ve rezervasyonsuz şeklinde ikiye ayrılıyor sıra.
Burası aslında bir otelin kafesi, halka açık ancak mimarisinden dolayı bu kadar meşhur , fiyatları da paramızla mukayese edince çok yüksek.
2 km 'yi geri yürüyüp zaman kaybetmemek adına şansımızı deneyelim deyip, hemen kafenin yakınında bulunan tramwaya attık kendimizi. Octogon durağından metro aktarması var, böylece yürümenize gerek kalmıyor.
Peşte'de en çok dikkat çeken mimari yapı, Parlamento binası. Özellikle gece muhteşem.
Önünden nehir kıyısına doğru inip, Zincir köprüye doğru giderken de demir ayakkabılar çekiyor dikkatimizi. Hikayesi de şu şekilde: 2. Dünya savaşında kurbanlar, nehre atılmadan ayakkabılarını çıkarmaları istenmiş. Ayakkabı, o dönemde çok kıymetli olduğundan onu sembolize etmek adına sonradan yapılmış bu alan.
Peşte , çok enteresan bir bölge, yolda yürürken bile pat diye önünüze bir heykel çıkıveriyor.
Yine dikkat çeken bir yapı, St. Stefan diğer bir adıyla Aziz Stefan bazilikası.
Opera binası da rotamız üzerinde fotoğrafladığımız yerlerden.
Ünlü Erzsebet Meydanında da tesadüfen çıktı karşıma. Michael Jackson hatıra ağacı.
Ferris Wheel de bu parkın girişinde.
Bu arada naçizane önerim mutlaka tekne turu yapın. İmkanınız varsa gece yapın. Ben Get Your Guide firmasından yemekli olarak teslim aldım. Balık yedik ancak vejeteryan seçeneği de mevcut. Teknede ayrıca Macar dans gösterisi de var.
Macaristan, biberleriyle meşhur. Paprika dediğimiz kırmızı biber, sadece markette değil, hediyelik eşya satan bütün dükkanlarda var. Yalnız dikkat.. Edes ve Chios yazılı. Edes yazanlar tatlı, Chios yazanlar acı.Macarca isimler bunlar.Poşette, pakette ve krem tüpü olarak ta satılıyor.
Sırada Great Market Hall var. Macaristanın en büyük pazarı, kapalı pazar..Metro hattı ile Fövan Ter durağında indiğinizde, 3-4 dakikalık bir mesafede, eski bir yapı. Alt katında biberler, sebze ve meyve, üst katında da hediyelik kısım var.
Great Markete yakın olan köprü de Liberty(Özgürlük) köprüsü.
Hemen arkasında Corvinus University.
Son olarak, orada ne yenmeli? İstanbul Kebab tamamen Türk, esnaf lokantası ancak fiyatlar biraz yüksek.
Diğer bir alternatif te meşhur Macar Langosu. Farklı lezzetlere çok açık olduğum söylenemez ama pişi aşkımı da bilmeyen yoktur. Önceden araştırmış biri olarak bu işin uzmanının Retro olduğunu öğrendim.Bu konuda fazlasıyla uzman, kapıdaki sırayı görünce şaşırmayın.
Bizdeki pişinin biraz daha büyüğü.İsteğe göre üzerine sosis, soğan, krema, peynir gibi malzemeler eklenerek pizza görüntüsü veriliyor. Ben peynir rendeli olanı tercih ettim.